Twilight Fan

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Twilight


    Bree Tanner'in İkinci Hayatı 4.Bölüm

    Daphne
    Daphne
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 164
    Kayıt tarihi : 15/11/10
    Yaş : 29
    Nerden : Twilight'tan

    Bree Tanner'in İkinci Hayatı 4.Bölüm Empty Bree Tanner'in İkinci Hayatı 4.Bölüm

    Mesaj tarafından Daphne Salı Kas. 16, 2010 3:01 pm

    Sırıttı.''Aynı şey senin için de geçerli, yabancı.''Sonra kısık sesle hızla,''Dün ne yaptıysan onları tekrarla.Yarın gece buluşur ve neler döndüğünü anlamak için biraz daha kafa yorarız.''
    ''Güzel bir plan.Hiçbir şey anlatmıyoruz.''
    Eğilip beni öptü.Sadece ufak bir öpücüktü ama tam dudağımdan öpmüştü.Hissettiğim şok bütün bedenimi sarstı.Sonra''Hadi'' deip arkasına bile bakmadan gürültülü müziğin kaynağına doğru ilerledi.Çoktan rolünü oynamaya başlamıştı bile.
    Biraz şaşırmış bir halde birkaç metre arkadan onu takip ettim,aramıza herkezle arama koyduğum mesafeyi koymayı ihmal etmemiştim.Ev büyük,tahta kulübe tarzı bi yerdi.Çamların arasına gizlenmişti ve kilometrelerce ötede bile hiç komşusuz gibi görünüyordu.Bütün pencerelersanki ev boşmuş gibi siyahtıama duvarlar bodrumdan yükselen bas sesi yüzünden titriyordu.
    İçeri ilk Diego girdi,ben de Kevin veya Raoulgibi hareket etmeye çalıştım.Etrafımdaki alanı korumak istercesine duraksuyormuş gibi davranıyordum.Arkadaşım merdivenleri buldu ve güvenli adımlarla aşağı indi.
    ''Benden kurtulmaya mı çalışıyorsunuz,salaklar?''diye sordu.
    Kevin'in kesinlikle heyecen içermeyen bir ses tonuyla,''Aa bakın Diego hayattaymış,''dediğini duydum.
    Ben karanlık bodrumun içine sıvışırken Diego,''Ama senin bu konuda hiçbir yardımın dokunmadı,''diye cevap verdi.birkaç televizyon ekranından gelen ışıktan başka bir ışık yoktu,zaten bundan fazlasına da ihtiyacımız yoktu.Fred2in tek başıan oturduğu koltuğa doğru ilerledim.Endişeli görünmem normal olduğu için memnundum çünkü endişemi gizlemenin hiçbir yolu yoktu.Fred'den iğrenmeye başlayınca sertçe yutkundumve koltuğun arkasına,her zan-manki yerime kıvrıldım.Ben eğildikten sonra Fred'in iğrendirme gücü biraz azalmış gibi geldi.Ya da belki sadece buna alışıyordum.
    Gece yarısı olduğu için bodrumun yarısından fazlası boştu.buradaki çocukların hepsinin gözleri benimkiyle aynıydı;parlak ve yeni beslenmiş.
    ''Yarattığın pisliği temizlemem biraz zama aldı,dedi Diego.''Evin kalıntısına vardığımda neredeyse şafak söküyordu.Bütün gün su dolu bir mağarada oturmak zorunda kaldım.''
    ''Git Riley'e şikayet et.Umurumda değil.''
    yeni bir ses ''küçük kız da gelmiş,''deyince ürperdim,bu Raoul'du.Adımı bilmediği için biraz rahatlamıştım ama beni frkettiğinden dolayı dehşet içindeydim.
    ''Evet beni takip etti.''Diego'yu göremiyordum ama bunu umursamaz bir tavırla söylediğinden emindim.
    ''Büyük bir kahramansın,''dedi Raoul küçümser bir sesle.
    ''Moron olmakla birşey elde edilmiyor.''
    Keşke diego Raoul'la dalga geçmseydi.Keşke Riley hemen gelseydi.Raoul2u azıcık bile olsa susturabilen tek kişi Riley'di.
    Ama Riley muhtemelen o dişi vampire götürmek için süprüntü çocuklar avlıyordu.Veya evde değilken her zaman ne yapıyorsa onu yapıyordu.
    ''İlginç bir yaklaşım,Diego, Riley'in seni öldürsem bunu umursamayacak kadar seni sevdiğimi düşünüyorsun.Bence yanılıyorsun,ama ne olursa olsun bu gece zaten senin öldüğünü düşünüyor.''
    Dğerlerinin hareket ettiğini duyabiliyordum.Bazıları muhtemelen Raoul'a destek olmak için öne doğru bir kaç adım atmışlardı,geri kalanlar ise aradan çekiliyorlardı.Saklandığım yerde bocaladım,Diego'yu onlarla savaşırken yanlız bırakmayacağımı biliyordum ama eğer iş oraya varmayacaksa sırrınızı açığa çıkarmak istemiyordum.diego2nun bazı çılgın savaş tekniklerine sahip olduğu için bu kadar uzun süre hayatta kaldığını umdum.Ben bu açıdan çok büyük bir fayda sağlayamazdım.Burada Raoul2un çetesinden üç kişi vardı,birkaç kişi desırf ona yaranmak için kavgaya yardım edebilirdi.Riley bizi yakmalarına fırsat kalmadan eve gelirmiydi?
    Diego,''Benimle tek başına kavga etmeye bu kadar korkuyor musun?hiç şaşırmadım,''derken sesi sakindi.
    Raoul küçümser bir şekilde homurdandı.''bunu hiç işe yaradığı oluyor mu?Yani,filmler dışında demek istiyorum.Neden seninle tek başıma savaşayım?Seni yenmekle ilgilenmiyorum.Sadece işini bitirmek istiyorum.''
    Çömelir pozisyona gelmek için doğruldum,atlamaya hazırdım.
    Raoul konuşmaya devam etti.Kendi sesini dinlemeyi çok seviyordu.
    ''Ama hepimiz senle ilgilenmeyeceğiz.Bu ikisi, maalesef hayatta olduğuna dair geriye kalan kanıtı ortadan kaldıracak.Küçük kızı-adı her neyse.''
    Bedenim buz gibiydi,donaklamıştım.Savaşabilmek için üzerimdeki gerginliği atmaya çalıştım.Tabii bu bir fark yaratacağından değil.
    Ve sonra başka birşey hissettim.Tamamen beklenmedik bir şey.hissettiğim tiksinti o kadar güçlüydü ki çömelerek daha fazla duramadım.Yere yığıldım,dehşetle kesik kesik nefes alıyordum.
    Tepki veren tek kişi ben değildim.bodrumun her tarafından iğrenmiş hırıltılar ve öğürme seslerei geliyordu.birkaç kişi odanın kenarına çekildi.Duvara iyice yaslanıp sanki bu korkunç histen kaçabilermiş gibi boyunlarını uzağa çevirdiler.bunların en azından biri Raoul2un çetesindendi.
    Raoul'un hırıltısınıda duydum,çete lideri merdivenlerden çıkarken hırıltısının sesi azaldı.Kaçan tek kişi o değildi,Bodrumdaki vampirlerin yarısı gitmişti.
    Benim ise böyle bir seçeneğim yoktu.Zar zor hareket ediyordum.Bunun iğrenç Fred'e çok yakın olduğum için olduğunu fark ettim.Olanlardan o sorumluydu.Ve ne kadar kötü hissedersem hissedeyim,yine de hayatımı kurtardığını anlamıştım.
    Neden?
    İğrenme hissi yavaş yavaş azaldı.Az da olsa gücüme kavuşunca koltuğun kenarına sürünüp etrafı inceledim.Raoul'un çetesi gitmişti ma Diegotelevizyonların orada,büyük odanın en uzak kısmında duruyordu.Kalan vampirler yavaş yavaş rahatsalarda hepsi biraz sarsılmış görünüyordu.Birçoğu Fred'e endişeli bakışlar atıyordu.Ben de Fred'in ensesine baktım ama hiçbirşey göremedim.Hemen başımı çevirdim.Fred'e bakmak mide bulantımı geri getirmişti.
    ''Sessiz olun.''
    Bu derin ses Fred'den gelmişti.Şimdiye kadar hiç konuştuğunu duymamıştım.Herkes şaşkınlıkla ona baktı ama sonra mideleri bulanınca hemen kafalarını çevirdiler.
    Demek fred sadece birazcık huzur istiyordu.her neyse.Sonuçta bu sayede hayatta kalmıştım.Büyük ihtimalle Raoul şafağa kadar başka birine sinir olacak ve öfkesini yakınındaki birinde çıkaracaktı.ve riley hep gecenin sonunda geri gelirdi.O zaman da Diego'nun dışarda kalıp ölmek yerine bir mağarada saklandığını öğrenirdi ve Raoul'un Diego'ya yada bana da saldırmak için bahanesi kalmazdı.
    en azından bu olabilcek en iyi şeydi.Bu sırada belki Diego'yla 'Raoul'dan uzak durmak için plan yapabilrdik.
    yinede basirt bir çözümü kaçırıyormuşum gibi hissettim.Ama bunun ne olduğunu bulamadan düşüncelerim bölündü.
    ''Özür dilerim.''
    Bu derinden gelen,neredeyse sessiz mırıltı sadec Fred'den gelmiş olabilrdi.bunu duyabilecek kadar yakın tek kişi ben varmışım gibi görünüyordu.Benimle mi konuşmuştu?
    Ona baktığımda yine hiçbir şey hissetmedim.yüzünü göremiyordum hala arkası dönüktü.Yoğun,dalgalı sarı saçları vardı.Daha önce gölgesine saklanırken bunu hiç farketmemiştim.Riley Fred'in özel olduğunu söylerken abartmamıştı.İğrençti ama özeldi.Riley acaba Fred'in bu kadar... bu kadar güçlü olduğunu biliyor muydu? Tek bir saniyede bütün bu odayı mahvetmeyi başarmıştı.
    Yüz ifadesini göremememe rağmen Fred'in bir cevap beklediğini hissettim.
    ''Şey,özür dileme,''dedim neredeyse sessiz bir fısıltıyla.
    ''Teşekkür ederim.''
    Fred omuz silkti.
    Sonra yine ona bakamadığımı farkettim.
    Raoul'ungelmesini beklerken saatler normalden daha yavaş geçiyordu.yarattığı korumanın ötesinde ne olduğunu görebilmek için arada tekrar Fred'e bakmayı deniyordumama iğrenmeme engel olamıyor,çok fazla uğraştığımda ise öğürüyordum.
    Fred'i düşünmek Diego'yu düşünmemek adına dikkatimi dağıtmak için iyi bir yoldu.Odada nerde durduğunu umursamıyormuş gibi yapmayı deniyordum.Ona bakmıyordum,nerede olduğunu anlamak için nefesinin sesine,kendine özgü ritmine odaklanıyordum.Odanın öteki tarafında oturuyor,dizüsüt bilgisayarında müzik dinliyordu.Veya belki sadece dinliyormuş gibi yapıyordu,tıpkı benim nemli sırt çantamdan çıkardığım kitaplarımı okuma taklidi yapmam gibi.Sayfaları her zamanki hızımla çeviriyordum.Raoul'u bekliyordum.
    Neyse ki önce Riley geldi.Raoul be adamları hemöen arkasındaydı ama her zamanki kadar gürültücü ve sinir bozucu davranmıyolardı.Belki de Fred onlara biraz saygılı olmayı öğretmişti.
    Gerçi muhtemelen öğretmemişti.Muhtemelen onları kızdırmıştı.Fred'in kalkanını asla yanlışlıkla indirmemesini umdum.
    Riley hemen Diego2nun yanına gitti,ben de sırtım dönük,gözlerim kitabımda,onları dinledim.Gözümün ucuyla Raoul'un aptallarından birkaçının en sevdiği oyunları veya Fred'in onları kovmadan önce uğraştıkları şeyleri aradıklarını gördüm.Kevin da onlardan biriydi ama onlardan daha belirgin birşey arıyormuş gibiydi.Birkaç kere gözleri oturduğum yere odaklanmaya çalıştı ama Fred'in aurası onu uzak tuttu.Birkeç dakiak sonra pes etti,midesi bulanıyormuş gibi görünüyordu.
    ''Döndüğünü duydum,''dedi riley,samimi bir şekilde memnun olmuş gibiydi.''Sana her zaman güvenebilceğimi biliyorum,Diego.''
    Diego rahatlamış bir sesle,''Sorun değil,''dei.''Tabii bütün gün nefesini tutmamı olumsuz bir olay olarak saymassak.''
    Riley güldü.''Bir dahaki sefere ucundan dönme.Bebeklere daha iyi örnek ol.''
    Diego sadece onunla birlite gülmekle yetindi.Göz ucuyla baktığımda Kevin'in biraz rahatladığını gördüm.Gerçekten Diego'nun başını derde sokacağından mı korkmuştu?Belki de Riley Diego'yu düşündüğümden daha fazla diniyordu.Raoul'un bu yüzden mi o kadar çıldırdığını merak ettim.
    Acaba Diego'nun Riley'le arasının iyi olması iyibir şeymiydi?Belkide Riley iyi biriydi.Bu ilişki bizim aramızda oluşan arkadaşlığa zarar vermiyordu, değil mi?
    Zaman güneş doğduktan sonrada hızlanmadı.bodrum kalabalık ve dengesizdi,tıpkı diğer her gün olduğu gibi.
    Eğer vampirlerin sesi kısılıyor olsaydı,Riley2in sesi o kadar bağırmaktan sonsuza dek kısılırdı.birkaç çocuk kısa bir süreliğine uzuvlarından ayrıldı ama kimse yanmadı.Müzik,oyun sesleriyle yarışıyordu ve bütün bunlar başımın ağrımasına sebeb olmadığı için memnundum.Kitap okumaya çalışıyordum ama sadece sayfaları çevirmekle
    yetindim çünkü o ana kitabı gözlerimi odaklayacak kadar umursamıyordum.Sonunda kitapları Fred için koltuğun yanına bıraktım.Kitaplarımı hep ona bırakırdım ama okuyup okumadığından hiçbir zaman emin olamıyordum.Ona zamanını geçirmek için ne yaptığını görebilcek kadar uzun süre bakamıyordum.
    En azından Raoul benim olduğum yere bakmıyordu.Kevin veya diğerleri de.saklanma yerim her zamanki gibi etkili olmuştu.Diego'nun beni görmezden gelecek kadar zekice davranıp davranmadığını bilmiyordumçünkü ben onu tamamen görmezden geliyordum.Fred dışında kimse takım olduğumuzdan şüphelenmiş olamazdı.Acaba ben Diego'nun yanında savaşmaya hazırlanırken mi Fred bunu fark etmişti? Çok fazla endişelenmiyordum.Eğer Fred bana karşı herhangi bir hınç besleseydi dün gece ölmeme izin verirdi ve bu çok da kolay olurdu.
    Günşe batmaya başlayınca gürültü iyice arttı.Yukarı katta pencelere ne olur ne olmaz diye kapalı olduğundan güneş ışığıın azaldığını göremiyorduk ama günlerce bekledikten sonra günün ne zaman bittiğini anlamak kolaylaşmıştı.Çocuklar gerginleşmeye başlamıştı,Riley'e dışarı çıkıp çıkamayacaklarını sorup duruyorlardı.
    ''Kristie,daha dün gece çıktın,''dedi Riley,sesinden sabrının son sınırlarından olduğu anlaşılıyordu.''Heather,Jim,Logan!Siz gidin.Warren,gözlerin kararmış, sende onlarla git.Hey,Sara kör değilim,buraya gel.''
    Gitmelerine izin vermediği çocuklar somurtuyorlardı,bazıları ise kurallara rağmen hemen dışarı sıvışmak için Riley'in gitmesini bekliyordu.
    Riley bizim olduğumuz tarafa bakmadan,''Şey,Fred
    artık senin sıran gelimş olmalı,''dedi.Fred'in ayağa kalkarken derin bir iç çektiğini duydum.Odanın mekezine ilerlerken herkes yüzün üekşitti,Riley bile.Ama diğerlerinin aksine,Riley kendi kendine azıcık gülümsemişti.Yetenekli vampirleri seviyordu.
    Fred gidince kendimi çıplakkalmış gibi hissetmiştim.Artık herkes bana odaklanabilrdi.hiç kıpırdaman başımı aşağıda tuttum ve dikkat çekmememk için elimden geleni yaptım.
    Neyse ki Riley'in bu gece acelesi vardı.açıkça kapıya doğru seğirten vapirleri tehdit etmeyi geç,onlara pis pis bakmadı bile ve hızla dışarı çıktı.Her gece bize dışarda dikkat çekmememiz konusunda nasihat verirdi ama bu gece öyle yapmamıştı.o dişi vaöpiri göreceğine emindim.Bu da şafak vakti onunla görüşme konusunda az hevesli olmama sebep oldu.
    Kristie ve her zaman onun yanında olan üç vampirin dışarı çıkmasını bekledimve onları sinir etmeden grubun bir parçasıymış gibi davranmaya çalışarak hemen arkalarından sıvıştım.Raoul'a bakmadım,Diego'ya da.Kimsenin beni farketmemesi için önemsiz görünmeye odaklanmıştım.Sadece sıradan bir vampir gibi...
    Evden çıkar çıkmaz hemen Kristie'den ayrıldım ve ormanın içine daldım.Diego'nun benim kokumu takip edebilcek kadar umursamasını umuyordum.En yakın dağın yarısına kadar çıktıktan sonra komşularına birkaç metre fark atan büyük ladin ladin ağacının üstü dallarına kuruldum.Bana saldırmaya çalışacak herkesi önceden görebilcektim.
    Anlaşılan fazla dikkatli davranmıştım.Belki de bütün gün fazla dikkatliydim.Beni aramaya glen tek kişi Diego oldu.Onu uzaktan görünce ağaçtan indim.
    ''Çok uzun bir gündü,''dedi,bana sarılırken,''Planını uygulamak çok zor.''
    Ben de ona sarıldım,sarılamanın bana kendimi bu kadar rahat hissettirmesine şaşırmıştım.''Belki de sadece paranoyak davranıyorumdur.''
    ''Raoul'u kızdırdığım için özür dilerim.Neyse ki ucuz atlattık.''
    ''Fred'in o kada iğrenç olması iyi oldu.''
    ''Riley o çocuğun ne kadar güçlü olduğunu biliyormu merak ediyorum.''
    ''Sanmıyorum.Ben daha önce hiç bunu yaptığını görmemiştim ve biliyorsun,yanında çok zaman geçiriyorum.''
    ''Eh,bu iğrenç Fred'i ilgilendirir.Bizim riley'e söyleyecek başka bir sırrımız var.''
    Ürperdim.''Hala bunun iyi bir fikir olduğundan emin değilim.''
    ''Riley'in tepkisini görene kadar bunu bilemeyiz.''
    ''Bilinmez durumları sevmem.''
    Diego'nun gözleri tehlikeli bir şekilde kısıldı.''Maceralar hakkında ne düşünüyordun?''
    ''Nasıl bir macera olduğuna göre değişir.''
    ''Kulübümüzün önceliklerini düşünüyorum.elimizden geldiğince fazla şey bulmayı.''
    ''Ve...?''
    ''Bence Riley'i takip etmeliyiz.Ne yaptığını ancak bu şekilde öğrenebiliriz.''
    Boş gözlerle ona baktım.''Ama onu takip ettiğimizi anlar.Kokumuzu alır.''
    ''Biliyorum.Planım şöyle.Ben onun kokusunun izini süreceğim.Sen birkaç yüz metre arkamda duracaksın ve sesimi takip edeceksin.Sonra Riley onu sadece benim takip ettiğimi sanaak ve ben de ona çok önemli birşey anlatmam gerektiğini,o yüzden peişinden geldiğimi söyleyeceğim.İşte o sırada disko topu etkisini açıklayacağım.Ve tepkisini ölçeceğim.''Gözleri benimkileri inceleren iyice kısıldı.''Ama sen...sen şimdilik hiçbirşey bilmiyormuş gibi yap,tamam mı?Sana bu konuda iyi tepki verip vermediğini söylerim.''
    ''Ya gittiği yerden erken dönerse?Parladığını gösterebilmek için söylereken şafağın sökmesini istemiyor muydun?'
    ''Evet...bu kesinlikle önemli bir sorun ve konuşmanın gidşetını etkileyebilir.Ama bence bu riski göze almalıyız.Buce acelesi varmış gibiydi,değil mi?Sanki nereye gidiyorsa bütün gece orada kalması gerekiyormuş gibi bir hali vardı.''
    ''Belki.Yada belki sadece o dişi vampirigörmek için acele ediyordu.Eğer o yakınlardaysa riley'i şaşırtmasak daha iyi olabilir.''ikimizde irkilmiştik.
    ''Doğru.Ama...''Kaşlarını çattı.''Sanki her ne olacaksa artık vakti çok yaklaşmış gibi,değil mi?sanki bunu anlamak için çok uzun zamanımız yokmuş gibi?''
    Mutsuz bir halde başımı salladım.''Evet,öyle.''
    ''o zaman şansımızı deneyelim.Riley bana güveniyor onunla konuşmak istiyorum.''
    Söylediklerini düşündüm.Onu bir gündür tanıyor ol-
    sam da,bu kadar paranoyak davranmanın Diego'nun karakterine ters olduğunun farkındaydım.
    ''Bu incelikli planın...''dedim.
    ''Evet?''
    ''Tek başına yürüteceğin bir plana benziyor.Bir kulüp macerası sayılmaz.En azından tehlike kısmı söz konusu olduğunda.''
    Yüzünü ekşitince onu köşeye sıkıştırdığımı anladım.
    ''Bu bneim fikrim Riley'e...''duraksadı,bir sonraki kelimeyi söylemekte tereddüt ediyordu.''...güvenen benim.eğer yanılıyorsam onun ters tarafıyla baş etmeyi göze alacak olan benim.''
    Korkak bir tavuk olabilirdim ama bunu kabullenemezdim.''Kulüpler böyle işlemez.''
    ''Pekala bunu yolda düşünürüz.''
    Bunu gerçekten kasdererek söylediğine inamamıştım.
    ''Ağaçlarda kal,beni yukardan takip et,tamam mı?''
    ''Tamam.''
    Yine kulübemize doğru döndü,çok hızlı hareket ediyordu.Onu dalalrın arasından takip ettim,çoğu dal birbirine o kadar yakındı ki bir ağaçtan diğerine zıplamama nadiren gerekli oluyordu.ağırlığımın altında dalların sadece rüzgardan bükülüyormuş gibi görünmesini umduğum için mümkün olduğu kadar yavaş hareket ediyordum.Meltemli bir geceydi,bu da yaratmak istediğim illüzyona yardımcı olurdu.Yaz için soğuk bir gündü,gerçi hava beni rahatsız etmiyordu.
    Diego hiç sorun yaşamadan Riley'in kokusunu evin orada buldu ve hızla izni sürmeye başladı,bense birkaç metre öteden onu takip ediyordum.Ağaçlar çok sıklaştığında onu kaybetmemem için arada ağaç gövdelerini sallıyordu.

      Forum Saati Cuma Mayıs 10, 2024 6:06 am